Türkiye’nin Enerji Politikaları

İçindekiler
Güneş enerjisi santralleri olan ve her fırsatta yenilenebilir enerjinin önemine dem vuran Ali Atalı, Türkiye’nin enerji politikaları hakkında bilgiler verdi. Türkiye’nin enerji politikalarının tarihini bilmenin gelecekte atılacak adımlar için önemli olduğunu söyleyen Ali Atalı, aynı şekilde dünya enerji politikaları tarihini de başka bir makalede anlatacağına dair söz verdi.
Yenilenebilir Enerji ve Türkiye
Türkiye’de 1950-1960’lı yıllarda yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimi içindeki payı %50 seviyesindeydi diyen Atalı, bu gün bu rakamın artan enerji talebiyle birlikte düştüğünü belirtir. 1950’li yıllarda hidroelektrik, odun, hayvan ve bitki atıklarından karşılanan bu yenilenebilir enerji potansiyeli, petrolün toplam enerji tüketimindeki payının artmasıyla düşüşe geçmiştir. Günümüzde yenilenebilir kaynakların toplam tüketimdeki payının %31,3’e düştüğünü söyleyen Atalı, Türkiye gibi bir ülke için bu rakamın çok düşük olduğuna dikkat çekmektedir. 1980li yıllarda , enerji tüketimindeki artışın karşılanması için, hidroelektrik santrallerin yapımı hız kazanmıştır diyen Atalı, 1990’lı yıllarda petrol ve doğal gaz ithal edildiğini hatırlatır.
Enerji Politikaları Belirlenirken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Türkiye’nin enerji politikalarını belirlerken bazı konulara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Ali Atalı, bunların ilkinin kendi kaynak potansiyelimizi doğru saptamak olduğunu belirtir. Potansiyeli bilmek, onu geliştirmenin ilk yoludur diyen Atalı, ikinci basamağın yurt dışındaki kaynakların aranması ve üretilmesi sürecine katılmak olduğunu söyler. Bu sayede enerji üretimimiz için gerek duyulan kaynaklar ve bu kaynakların taşınma yolları üzerinde kontrol elde edebiliriz. Eğer bu ilk iki yöntem yeterli değilse ithalat düşünülmelidir diyen Ali Atalı, ithalat zorunluysa burada da yapılması gereken kaynak çeşitliliğinin sağlanmasıdır diye uyarmaktadır. Hiçbir zaman bu üç yoldan birini tek yol olarak görmemeliyiz diyen Ali Atalı, bunun sadece enerji güvenliği için değil ülke güvenliği açısından da riskli olduğunun altını çizer. Türkiye’nin tükettiği petrolün % 90’ını, doğal gazın ise neredeyse tamamını ithal eden bir ülke olmasının tehlikeli bir durum olduğunu söyleyen Atalı, Türkiye yerli kaynaklarını muhakkak kullanmak zorundadır diyerek devam eder.
Yeni Enerji Kaynaklarına Yönelme
Dünyada hidrojen ve toryum gibi yeni kaynaklara yönelik çalışmalar, önümüzdeki yıllara damga vuracak ve enerji alanında köklü değişikliklere yol açacak çalışmalardır diyen Atalı, Güneş, rüzgar ve jeotermal başta olmak üzere tüm yeni ve yenilenebilir kaynaklara yönelmenin de bir zorunluluk olduğunu belirtmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaşması için teknolojinin de paralel olarak gelişmesi gerektiğini söyleyen Atalı, enformasyon teknolojilerinde, biyo teknolojide, genetik biliminde, ileri malzeme üretiminde, elektronik alanında olacak her türlü teknolojik gelişmenin, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme açısından çok önemli olduğunu vurgular.
Türkiye’nin Enerji Stratejileri
Türkiye enerjide ithalata bağımlılığı yüksek bir ülke olarak enerji güvenliği ve enerji arzının sürekliliği konusunda dikkatli olmalıdır diyen Ali Atalı, dünya doğalgaz ve petrol rezervlerinin %70’nin kendisine komşu bölgelerde bulunuyor olması Türkiye’yi enerji pazarında transit ülke olarak önemli hale getirir demektedir. Türkiye’nin son dönemde geliştirdiği enerji politikaları transit ülke olma özelliğini pekiştirmeye yöneliktir diyen Atalı, bu açıdan Türkiye, enerji üreticisi olmamasına rağmen dünya enerji pazarında önemli bir aktör olmayı hedeflemektedir diyerek olumlu konuşur. Boru hattı projelerinin de Türkiye’nin transit ülke olarak bölgesel ve küresel enerji pazarında etkili bir rol oynaması için kritik öneme sahip olduğunu söyleyen Atalı, bu konuda Ceyhan örneğini verir:
“Ceyhan’a bağlanacak boru hattı projeleriyle; Ceyhan’ın Doğu Akdeniz’in en büyük enerji ticaret merkezi yapılması hedeflenmektedir.”
Enerji Verimliliği için Türkiye’nin Hedefleri
Enerji verimliliğinin de en az enerji kaynakları kadar önemli olduğunu vurgulayan Atalı, Türkiye’de bu konuda yapılan ilk çalışmanın 2007 yılında Enerji Verimliliği Kanunu olduğunu vurgular. Ayrıca Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair çıkan yönetmeliğin de önemli olduğunu belirtir.
Bina ve sanayide birim başına olan enerji tüketiminin yaşam ve üretim kalitesini düşürmeden azaltılması yönünde yapılan çalışmaların da çok önemli olduğunu anlatan Ali Atalı, aynı zamanda bireysel ve toplumsal olarak da duyarlılık artırıcı çalışmaların yapılması gerektiğini vurgular.