Sağlık Bakanlığı Memnuniyet Oranı Arttı

Sağlık Bakanlığı Memnuniyet Oranı Arttı
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye İstatistik Kurumunun sağlık hizmetlerinden memnuniyet noktasında yaptığı çalışmalardan elde edilen verilere ilişkin, “Yüzde 39,5 ile almıştık memnuniyet oranını, şimdi 75,5’tayız. Hedefimiz yüzde 80’e ulaştırmak” dedi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü ve Ankara Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAŞAM) tarafından düzenlenen ” Türkiye Aktif ve Sağlıklı Yaşlanma Zirvesi”ne katıldı. Programa Bakan Akdağ’nın yanı sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy ile Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş de katıldı. Türkiye’de 320 bin kişinin evinde sağlık hizmeti aldığını belirten Bakan Akdağ, “Sakın şaşırmayın. İyi bir sistem kurmuş durumdayız. Mobil ekiplerimizle ihtiyacı olan gerek aile sağlığı tarafıyla, gerek hastaneler tarafı ile ihtiyacı olan kişilere ağız ve diş sağlığı hizmetleri dahil olmak üzere hizmet veriyoruz” diye konuştu.
“Evinde sağlık hizmeti almaya ihtiyaç duyan bir yaşlıya ya da başka bir kişiye hizmet vermek güzel ama aslında en önemlisi insanların sağlıklı bir biçimde ileri yaşlara ulaşmasını sağlamak” diyen Bakan Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son 4 aydır çok ciddi saha çalışmaları yaptık. Şimdi politika laboratuarları oluşturmuş durumdayız. Yeni stratejiler belirliyoruz. Elbette kişiler hastalandığında onlara evde bakmak, hastanelerde palyatif yataklar oluşturmak, uzun süreli bakıma ilişkin kabiliyet ve kapasitemizi geliştirmek önemli. Kişilerin sağlıklı yaşaması için yol göstermek, rehberlik yapmak, çevreyi, yaşadıkları ortamı müsait hale getirerek, kişilerin ileri yaşlara sağlıklı olarak ulaşmalarını sağlamak. Şuanda bakanlığımızın ajandasındaki en önemli konu sağlıklı yaşam kültürünün geliştirilmesidir. Bunun için bir genel müdürlük kurmuş durumdayız.”
SAĞLIK ALANINDA HİZMETLERDEN MEMNUNİYETTE HEDEF YÜZDE 80
Bakan Akdağ, Türkiye İstatistik Kurumunun sağlık hizmetlerinden memnuniyet noktasında yaptığı çalışmalara ilişkin, ” Türkiye İstatistik Kurumunun yapmış olduğu anketlerde yüzde 75,5 olarak ortaya kondu. Yüzde 39,5 ile almıştık memnuniyet oranını, şimdi 75,5’tayız. Hedefimiz yüzde 80’e ulaştırmak” dedi.
“TÜRKİYE’DE YAŞAM SÜRESİ 78’E ULAŞTI”
Sağlıklı yaşlanmanın kişilerin elinde olduğunu kaydeden Bakan Akdağ, “Yeteri kadar hareket edersek, beslenmemize dikkat edersek, ruhsal açıdan daha zinde kalmak için bir takım zihinsel egzersizler yapmaya devam edersek hayatımızı daha sağlıklı bir biçimde sürdürme imkanımız var. Bugün Türkiye’de doğumda beklenen yaşam süresi 78’e ulaştı. 2002 yılında ben göreve geldiğimde bu 72 yıldı. Dünyada aşağı yukarı 12-13 yıl içerisinde doğumda beklenen yaşam süresinin bu kadar arttığı çok az ülke var. Hemen hemen hiçbir ülke yok. Bu aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin refah seviyesi artışı ile çok alakalı. Sağlık hizmetleri ile de alakalı, bir bütün içinde bakmak lazım” değerlendirmesinde bulundu.
“BU REFERANDUM SAYESİNDE ÜLKEMİZ YENİ BİR SIÇRAMA İÇERİSİNE GİRECEK”
Bakan Akdağ, Türkiye’nin çok hızlı bir dönüşüm içinde bulunduğuna dikkat çekerek, 16 Nisan halk oylamasına ilişkin şunları kaydetti:
“Biz koşarak yürümek zorundayız. Önümüzde bir referandum süreci var. Bir kez daha halkımızın önüne çıkacağız. Vatandaşımıza daha iyi bir Türkiye için daha iyi bir sistem önerisinde bulunuyoruz. Bu referandum sayesinde ülkemiz yeni bir sıçrama içerisine girecek. Her alanda güçlü bir ülke olacaktır.”
(Benan Özben / İHA)
BU BAŞARI SAGLIK PERSONELİNİNDİR.ANCAK SAGLIK PERSONELİNİN MEMNUNİYET ORANI DİBİ BULMUŞTUR.
sağlık personelinin de yaşam kalitesi de %50 oranında azalmıştir.Ek ödemelerin emekliliğe yansımaması ile %80 e ulaşacaktır.
Tıp bayramı ve referandum öncesi
Sağlıkçıların Referandum Öncesi Acil Talepleri..
1-)Sağlık personeli atama sayısının yetersiz olması?
2-)Atanan sağlık personellerinin güvenlik soruşturmasının tamamlanması (6 aydır bekleyenler bulunmaktadır)
3-)Sağlık personelin döner sermaye katsayısının düzenlenmesi
4-)Sabit ek ödemenin emekliliğe yansıtılması
5-)Söz verilen yıpranma payının uygulamaya geçilmesi
6-)Doğum izninin en az 6 ay olması
7-)Sağlık personeline ait tatil kamplarının oluşturulması
8-)Sağlıkçıların ulaşımdan indirimli yararlanması
9-)Kurumlara atanan müdür-müdür yardımcısı torpil ile değil hakkaniyetle yapılsın..
10-) Görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavı her yıl düzenli olarak yapılsın..
11-)Hastanelerde sağlıkçılara öncelikli muayene hakkı verilsin.
12-)İcap parasının Sağlık personeline yeniden ödenmesi
13-)Üniversite hastanelerinde sağlık personeli sorunlarının giderilmesi
eleman sayılarının arttırılması ve kurumlar arası geçişin
kolaylaştırılması
15 yıldır ak parti iktidarında askere kaç defa,hakim savcılara
kaçdefa,öğretmenlere,emniyete kaç defa zam yapıldı özlük haklarında nice
iyleştirmeler yapıldı biz yardımcı sağlık çalışanlarına gelince zınnık
yok nedir bu düşmanlık anlamış değiliz oy potansiyelinin çoğu saglıkta
yapılan iyileştimelerden sağlıkta memnuniyetten alan bu hükümet saglıkta
dönüşümün temel taşı olan saglık çalışanlarını neden hiç düşünmüyor bu
adalet midir hak mıdır.kamu çalışanlar arasında en düşük maaşı alan
bizleriz bunun yanında en çok sorumluluğu olan bizleriz herseyin başı
saglıktır saglıksızkimse bir iş yapamaz bizler tedavi eden şifa dağıtan
elleriz (hemşire,ebe,saglık memurları)
bizler yazıyla materyallaerle çalışmıyoruz insan odaklı can odaklı
çalışıyoruz
ıfak bir hata yapınca cana,yada sakat kalır tedavi uzar
malolur bunu herkes bilir.diğer kurumlarda evraklar uğraş şöfor ol
memur daha iyi hiç bir sorumluğun yok. bunun bir önemi olmalıdır.ve
bizler devlete milyonlarca para kazandırıyoruz bir hastane aylık 5
milyon kaznıyorsa bunun yarısını devlete hazineye gidiyor diğer
kurumlarda böyle birsey varmıdır yoktur hepsi cepten devletten alıyor
bizler kazandığımız halde para alamıyoruz.devletin bizlere zam
yapmasınada gerek yok kazandığımızdan biraz verse yeter.sendika ne yapar
bakanlık ne yapar ağırlığını koyacak sesimizi duyuracak hakkımızı
savunacak kimseler yoktur biz saglık çalışanlarıdan başka.
son yıllarda yapılan düzenlemelerle biz kamuda en düşük maaşı alan
sınıf personelleri olduk.Yaptığımız hizmet hatrı sayılır bir
hizmetti rzordur , emek ister gönül ister ,sabır ister.Sağlıkçı da bunun
karşılığı olarak maddi olarak doyum ister sadece .Maddi doyuma
ulaşmayan bir sağlık çalışanından verimli hizmet bekleyemezsiniz.
Sadece çevrenize bakın sağlıkçıların ne kadar borç batağında ,ne kadar
çıkmaz da olduğunu göreceksiniz.Sağlıkçı ek iş yapamıyor çünkü nöbetten
çıkınca başka bir işe dermanı kalmamış oluyor.?bizler şifa dağıtan tedavi eden elleriz(hemşire sağlık memuru)bizler insan odaklı can odaklı çalışanlarız
Kamunun en yüksek maaşını alması gereken bir grup nasıl olur da bu kadar
düşük maaşlarla çalıştırılır.Burda sendikanın önemi ortaya çıkıyor
sanırım ,bana kalırsa yaşadıklarımız,çektiklerimiz yeterince
anlatılamıyor.Sendika çalışan ile işveren arasındaki hak dengesini
sağlayan aracı kuruluşlardır.Fakat sendika aidat aldığı kişiler lehinde
bir çalışma izler, en azından dünyada böyledir.Aidatı kimden alıyorsa
talimatı da ondan alır yani ekmek yediği yere ihanet etmez.
Bizler yaptığımız işi hakkıyla yapıyoruz, bizler yıpranıyoruz
,yoruluyoruz bizler şiddet görüyoruz ama ay başlarında üzülüyoruz,
bizler hakettiğimiz maddi standartlara bir an önce ulaşmak istiyoruz
çünkü aldığımız maaştan kat ve kat fazla çalışıyoruz.
Can güvenliğimiz yok,
Erken emekliliğimiz yok,
Şiddete maruz kalıyoruz,
Bayramlarda ailelerimizle olamıyoruz,
Nöbet tutuyoruz geceleri çocuklarımızla uyku uyuyamıyoruz,
Askerlikten muafiyetimiz yok,
Asker evimiz, polis evimiz, öğretmenevimiz yok,
Hiçbir yerde hiçbir mekânda sağlıkçıya indirim, kampanya yok,
Dolmuşlara ne polis gibi bedava ne öğretmen gibi indirimli binemiyoruz
En çok iş yükü olan hemşirelerin saglık memurlarının döner sermaye çarpanı
0,40 iken diyetisyen,eczacı aynıyat saymanı 0,70 ile çarpılıyor bu
adaletsizliğin giderilmesi lazımdır.Siz serviste yatarken yeri
geldiğinde altınızı alan,
Sürgüyü tutan,
Akmayan o ?mübarek serumu? akıtan,
Biz doktorların türlü tafr